5 Ocak 2008 Cumartesi

iç dip ve çamura dair




ah bebeğim, söylesene bana ne çok hevesli bu varlıklar girmelere ve çıkmalara
ve ne çok bir bok sanıyorlar kendilerini girdikçe, çıktıkça.
oysa girmek ve çıkmak dediğin nedir ki bebeğim, söylesene bana
nedir delikler, girinti, çıkıntılar-- nedir et?
insan nedir, söylesene bebeğim (...)
göster demiyorum sana, yapamayacağın şeyler istemem senden zira
sahi bebeğim bu insanlar yapıp yapmayacağına hiç bakmadan bir şeyler istiyorlar birbirlerinden,
nedir bu anladın mı sen

seks dediğin tensel bir haz mı söylesene ve söylesene enerji maddesel mi bebeğim.
blake'le sevişsek ya bebeğim.

blake olsana biraz.

enerji olsana.

saf ışık olsana.
ışıksızlıkta parlasana bebeğim,,,

sussana (...)
sus'um olsana.


çok ses var buralarda bebeğim. çok ses var ve boğuluyorum kimi zaman
kulaklarımın atlayası geliyor bu karanlık kör bataklardan bataklıklara vurası geliyor
en diptekilerin bataklığı sonsuz ışık biliyorsun sen di mi,
sen biliyorsun di mi var-lığın-m bataklıktalığını
bataklığın güzelliğinde orgazm tınıları salıyorsun içime
sen içimdeyken bebeğim, sen içimdeyken
bataklıktayım ben. bataklıktayım ve üstüm başım çamur!

çamur
bebeğim,
çamur

evrenin

ilkliği.
!

kerouac'laydım bugün biraz bebeğim, burrougs ve ginsberg de geldi ara ara ama en çok kerouac'laydım. bugün kerouac'la altın sonsuzluk'tan sustuk biraz bebeğim.
sustuk ve susu'muzda sonu bulduk.
hiçliğin dibinde bataklıkların sazlıklarına vurduk bebeğim. ah, evet, bugün kerouac'la altın sonsuzluk'u sustuk.
ve ondan an'ın içim-n-in taşkısı.
içim-n döllendi için-m-de bebeğim
içim-n döllendi için-m-de
bir budhi soluğunu tuttu dibimde




Hiç yorum yok: