5 Ocak 2008 Cumartesi

yaya ve sepete dair; yüz-ler önce




yay ve sepet
yay ve sepet
yay ve sepet
yay ve sepet
yay ve sepet

(...)

yüz-ler önceydi,
düştüğü rahmi yadsıyan ceninlerin yanılsamaları
vahşete dairdi.
insan yiyip, kan içenlerin dansları ateşleri çevrelerdi.

(...)

formül ezberli beyinleri, yanılsadıklarına istisna derdi,
ve istisnalar çevrelediklerinde kaideleri, boyun eğer,
ezberlerlerdi yeni formüllerini,
içselleştirir, özdeşleştirirlerdi yeni cicileriyle benliklerini.

(...)

yüz-ler önceydi,
düştüğü rahmi yadsıyan ceninlerin yanılsamaları
vahşete dairdi.
insan yiyip, kan içenlerin dansları ateşleri çevrelerdi.

(...)

öğretildiği gibi değildi hiç bir şey ve
öğrenilenler, hep matematiğe dairdi.

(...)

arada birkaç istisna çıkıyor,
mutlağın yıkımında gerçek-ler yaratıyordu.

arada birkaç istisna kuralları bozmanın bedelini,
ruhuyla ve bedeniyle ödüyor,
istisnalıklarından kurallar yaratamayacak olanların çöplük dedikleri yerlerde,
canını veriyordu.

şehirlerinde istisna bedenlerin leş kokusuyla uyuşanlar,
her eksilen bir'le daha sıkı tutunuyorlardı kurallarına
ve tutundukça daha çok tutsak düşüyorlardı ruhsuzluğa.

yaşamların ve bedenlerin tutkusunda, bedeni ve yaşamı kendine
ait sananlar bilmiyorlardı ki;
bedenler ve yaşamlar yok olsa da, ruhlar ve ateşler
insanlığındı sonsuzluk boyunca.
susarlar, çekilirler, dinlenirlerdi bazen, ancak
her defasında birikirler, doğarlardı istisna yüreklerde.

(...)

yüz-ler önceydi,
düştüğü rahmi yadsıyan ceninlerin yanılsamaları
vahşete dairdi.
insan yiyip, kan içenlerin dansları ateşleri çevrelerdi.

oysa içinde yadsıma taşıyan bir göz kendini yadsır yalnızca.

gerçek kalmaz gizli,
dirilir,
dirilir insan,
dirilir beyin.

(...)

tarihi önemini keşfettiğinde insan,
başladı yüz-ler öncesinden
yontmalar ve oymalar eşliğiyle.

ve bir kadın bir gün bedeninin yıkımında ararken kendini,
keşfetti gerçeği;

soysuzluğu avdan,
soyluluk topraktan gelmişti.

keşfetti avı ve avcıyı.
keşfetti aşı ve toprağı.
keşfetti yazılmış sonların başlangıçlarını.
yayı buldu,
sepeti buldu.

kendinin enkazında yayı ve sepeti yoğurdu...

(...)

yay attı kibuşete*,
sepet ördü dare*,
yazdılar bir arada
ayrımsanan bir insanlığı,
yazdılar bir arada
kuralları.

(...)

yüz ve yüz-ler yıl sonra insan bir kibuşetenin beta*sını taktı dudağına,
hiç bilmeden onu ayrımsayan, o gerçeği...

* Kibuşete: Guayaki kabilesinde avcı erkek.
* Dare: Guayaki kabilesinde toplayıcı kadın.
* Beta: Guayaki kabilesinde erkek çocuğun avcılığa eriştiğinde, -aşağı yukarı on beşlerinde- erkeklik göstergesi olarak dudağına takılan küpe.

Hiç yorum yok: